2000 yılında ikinci üniversitem olarak İstanbul Bilgi Üniversitesi İşletme Bölümü’ne kaydoldum. O dönemde Bilgi Üniversitesi henüz çok “genç” bir üniversiteydi. Henüz Santral kampüsü ortalıklarda yoktu. Dolapdere ve Kuştepe kampüsleri arasında shuttle seferler ile derslerden derslere koşulurdu. Üniversiteye adımımı atar atmaz Satranç Kukübünün yerini aradım. Zira daha önce okuduğum İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde de ilk uğradığım yer satranç kulübü olmuştu. Lise yıllarımda da teneffüs zamanlarımın çoğu satranç odasında geçerdi. Okul çıkışında da İSD tabii ki… Fakat o ne! Bilgi Üniversitesi’nde 2000 yılında bırakın satranç kulübünü 1 tane bile satranç takımı yoktu. Bunu “genç” üniversitenin henüz sosyal yapılanmada eksiklik yaşaması olarak anlayışla karşılayabilirdim ama kabullenmem mümkün değildi. Bir üniversitede satranç kulübünün olmaması benim açımdan kabul edilemez bir durumdur. Bu gibi durumlarda şikayet etmek yerine harekete geçmek gerekir. Ben de öyle yaptım ve Istanbul Bilgi Üniversitesi’nin Satranç Kulübünü kurmaya karar verdim.
Üniversitede her hangi bir kulüp kurmak kafanıza göre yapacağınız bir şey değildir. Üniversite senatosunun mevzuatına uymak gerekir. Onun dışında bir konuyla ilgili bir kulüp kuracaksanız da konuyla ilgili insanların olması, onların bir araya gelmesi ve o konuda faaliyet içerisinde olmak konusunda istekli olması gerekir. İlk olarak satranca ilgisi olan, satranç oynamasını bilen ve satranç konusunda faaliyetlerde bulunmak için gönüllü olabilecek insanları bir araya getirmek için 1. Geleneksel İstanbul Bilgi Üniversitesi Satranç Turnuvasını düzenledim. Şimdi öyle düzenledim diyince de kulağa hoş geliyor da, aslında bir çok güçlüğü içinde barındıran bir konudur bu. Turnuva için öncelikle satranç takımı gerekir, satranç saati gerekir, notasyon kağıtları gerekir. Sonra hakem gerekir. En son olarak ta turnuva salonu gerekir. İşe afişler ile turnuva duyurusu yapıp ve kayıt alarak başladım. Turnuva açık turnuva olduğundan hem erkek hem kadın oyuncular başvurabiliyordu. Başvuran arkadaşların hepsiyle tek tek görüşüp satranç bilgisi, satranca ilgisi, olası kulüp içinde yer almak isteyip istemedikleri konularında bir araştırma yaptım. İlgi gösteren arkadaşlara kuracağımız satranç kulübüne üyelik için ön başvuru formları düzenledim ve bunların doldurulmasını sağladım. Böylece ilk adımı atmış olduk.
Yeterli sayıda turnuvaya başvuru olunca elbette soluğu İSD’de aldım. Vatan abiye (Hacıefendioğlu) durumu anlattım, turnuva için takım ve saat istedim. Nafiz Bey (Özalp) o dönemde başkan idi. Başkana gittik, durumu anlattık, sağolsun başkan takım ve saatlerin verilmesini onayladı. Elbette büyük sorumluluk, taş kaybolur, saat kırılır, hem Vatan abiye hem başkana rezil olurum korkusuyla emanetlere gözüm gibi baktım. Üniversite yönetiminden turnuva için izin almıştım elbette ve turnuvanın Dolapdere kampüsünde yapılması konusunda izin vermişlerdi. Turnuva salonu olarak kullanılmak için derslik tahsis ettiler. Ne varki turnuva ancak dersler bittikten sonra akşam saatlerinde oynanabilecekti. Son olarak bilgisayarda TSF’nin o dönem kullandığı notasyon kağıtlarını örnek alarak bir notasyon kağıdı yaptım. Elbette notasyon kağıdına bir logo vb koymak gerekiyordu. Orada yardıma ağabeyim koştu. Çok güzel bir logo tasarladı. Bilgi Chess (İngilizce eğitim verilen Bilgi Üniversitesi’ne uygun olarak ingilizce isim) adı ve logosuyla güzel bir notasyon kağıdımız oldu. Artık herşeyimiz hazırdı. Turnuvayı yaptık, katılım çok iyi oldu. Güzel ve çekişmeli maçlar oldu. Turnuva sonrasında kulübü kurmak için gereken en az 10 kurucu üye sayısını tamamlanmış olduk. Efe Kınıkoğlu, Alaeddiin Saatçi, Ebru Özkul, Tuna Bekleviç, Serkan Yüksel, Yusuf Özgür Doğru, Mustafa Aydın, İsmail Aker, Mehmet Erkmen ve Abdullah Safi kurucu üyelerin imzasıyla kulüp tüzüğünü hazırladık. Kulüp tüzüğü, faaliyet plan ve diğer belgeler ile başvuru dosyamızı Nisan 2001’de Üniversite Senatosu’na sunduk. Senatonun onayıyla da kulübümüz kurulmuş oldu.
Kulüp faaliyetleri olarak üniversiteler arası yarışmalara katılmak, satranç ile ilgili seminerler, konferanslar düzenlemek, çalışma grupları oluşturmak ve elbette bir satranç odası oluşturup orada öğrencilerin diledikleri zaman satranç oynayabilecekleri bir ortam sağlamak işlerini yapmaya koyulduk. Öncelikle satranç takımı alımı, satranç odası tahsis edilmesi için üniversite yönetimine başvurduk ve o dönem samimiyetle söyleyebilirim ki üniversite yönetiminden hep tam destek aldık. Takımlar alındı, oda tahsis edildi. Üniversiteler arası turnuvaya katılmak için seçme turnuvası yapıp Bilgi Üniversitesi adına turnuvaya katılacak oyuncuları belirledik. O zaman turnuvaya hazırlık için bir antrenör talebimiz oldu. O dönemde Türkiye’de bulunan Irak vatandaşı FM Abdulwahab Ahmed Rasheed’in antrenör olması için üniversiteden onay talep ettim. Sorun şu ki Abdulwahab Rasheed bu iş için son derece kalifiye olmasına rağmen o sırada Türkiye’de mülteci konumunda bulunuyordu. Saddam rejiminden canını zor kurtarmıştı. Uçak mühendisi olarak Saddam rejimi tarafından zorlandığı işlere karşı çıktığı için ülkeden kaçmak zorunda kalmıştı. FM olan Rasheed, ülkesini Satranç Olimpiyatlarında temsil etmiş, Amerika Birleşik Devleterinde uçak mühendisliği eğitimi almış çok kalibre birisiydi. Onu sizlere daha iyi tanıtan bir yazıyı ayrıca yazacağım. Konumuza dönersek, üniversite yönetimi antrenörlük için FM Abdulwahab Rasheed i kabul etti ve biz çalışmalarımıza 2002 yılında başladık.
Türkiye Üniversiteler Arası Türkiye Şampiyonası turnuvası Mimar Sinan Üniversitesinin Fındıklı yerleşkesinde 2002 yılında yapıldı. Kıvanç Haznedaroğlu turnuvanın favorisi olarak birinci masada oynuyordu. Biz turnuvaya matematik bölümü öğrencisi Kenan Kılıç ile birlikte katıldık. O turnuvadan kısa süre sonra elim bir olay neticesinde vefat eden çok sevdiğim arkadaşım Kenan Kılıç en son bu turnuvaya katılmış oldu. Onu da buradan anmış olayım. Ruhu şad olsun. Turnuva boyunca tüm maçlarını kazanarak gelen Kıvanç Haznedaroğlu son turda Murat Demiralp’e sürpriz bir şekilde kaybederek ikinci oldu, Murat Demiralp büyük bir başarı göstererek turnuvayı kazandı.
Düzenlediğimiz seminerlerden bir tanesinde Sertaç Dalkıran gelerek çok güzel bir söyleşi yaptı ve 20 kişiye karşı simültane gösteri maçı yaptı. Üniversite festivallerinde satranç etkinlikleri ile yer aldık. Film gösterileri yaptık. Dolu dolu 3 yıl böyle geçti. 2004 yılında ben mezun oldum ve Bilgi Chess hep hatıralarımda güzel bir yerde kaldı. Bilgi Üniversitesinde geçen yıllarımı güzelleştiren, çok güzel dostluklara vesile olan en önemli unsurlardan bir tanesiydi Bilgi Chess.
Satrançla kalın!