Şampiyon Olmak Zordur

FOTOĞRAF Nothing Ahead KAYNAK Pexels

Birçok spor dalında farklı seviyelerde sporcular bulunur. O spor dalıyla profesyonel olarak uğraşan kişiler en iyi olmak için fedakarlıklarda bulunur, çalışır, sabreder ve azimle “şampiyon” olarak anılmak için hayatlarını adarlar. Şampiyon ifadesi aslında bir konuda en iyisi olmayı ifade ediyor. Bir spor dalında çok iyi olabilirsiniz, çok çalışıp, çok gayret edip çok ileri bir seviyeye erişebilirsiniz ama şampiyon olmak zordur.

Bu yazıyı 2021 Dünya Satranç Şampiyonluğu Unvan Maçının 9. oyunundan sonra yazıyorum. Bu unvan maçında 14 klasik tempoda oynanan oyun sonunda kazanan (7.5 puan alan) dünya şampiyonu unvanını kazanacak. Eşitlik durumunda eşitlik bozma için hızlı ve yıldırım formatta ilave maçlar yapılacak. Şu ana kadar tüm oyunları canlı takip ettim. 3 ayrı platformdan değişmeli olarak farklı yorumcuların yaptığı analizlerle hamleleri daha iyi anlamak, kendi oyun görüşümü geliştirmek ve satrancı anlamak benim için büyük bir keyif. Takip ettiğim platformlar chess24.com – Judith Polgar&Anish Giri, Fide resmi sayfasından Anand&Muzychuk ve chess.com üzerinden Caruana’nın yaptığı analizler oldu. Bu yorumcuların hepsi çok büyük oyuncular. Anand yaşayan bir efsane ve Magnus Carlsen’e 2013 senesinde dünya şampiyonluğu unvanını kaybetti. Polgar, tarihin gördüğü en güçlü kadın oyuncu, uzun yıllar ilk 10’da yer aldı. Anish Giri ve Caruana şu anda aktif olarak satranç oynuyorlar ve elit oyuncular olarak başa güreşen oyuncular. Öyle ki bu unvan maçında Carlsen’in karşısında rakip olabilirlerdi. Zira 2018 yılında Caruana unvan maçına çıktı, 12 klasik tempo maçların tamamı beraberlikle bitti ve Carlsen unvanını eşitlik bozma maçlarında kazanarak korudu. Bu elit satranççıları dinlemek, onların hamleleri değerlendirme şekli, düşünme şekli insanın ufkunu açıyor.

Gelelim unvan maçına. Maçtan önce Nepomniacthchi (Nepo) heyecan uyandıran bir rakip olarak değerlendiriliyordu. İlginç bir karakter, öz güveni yüksek, sezgisel ve taktik satrancı güçlü bir oyuncu. Öte yandan psikolojik olarak ne kadar sağlam olduğu bilinmiyordu ve bir süre satranca ara verip daha sonra satranca geri dönmüş kariyerinde dalgalı dönemler yaşamış bir oyuncu. Maç çok sağlam başladı. Nepo gerçekten çok iyi hazırlanmış olarak geldiğini gösterdi. İlk 5 oyunda çok sert, gerilimli ve heyecanlı oyunlar olmasına rağmen kazanan çıkmadı. Altıncı oyunda ise bir kırılma oldu. Tam 7 saat 47 dakika süren, tarihin en fazla hamle yapılan (136 hamle) unvan maçı partisi olarak rekor kıran maçın sonunda Carlsen kazandı. Aslına bakarsanız maçın 25. Hamlesinde Nepo Kac8 ile siyah taşlarla vezire karşılık 2 kalesini verince Nepo unvan maçına savaşmak için geldiğini dünyaya haykırmış oldu. Bu hamleyi gördüğümde Nepo’ya saygı duydum. Tek alternatifi bu değildi, oyuna daha güvenli sularda sağlam bir şekilde devam edebilirdi. Ama siyah taşlarla meydan okudu. O hamleden sonra Carlsen’in kazanabilmesi için 111 hamle daha gidilmesi gerekti. Tüm bu süreçte Nepo inanılmaz yaratıcı, dirayetli ve sağlam bir oyun oynadı. Tek hatalı hamlesini 118. hamlede Va5 sürerek yaptı. Halbuki Vb6’dan şah çekip beyaz şahın f2 karesine ulaşıp şah kanadına dolanmasını engelleseydi konumu savunuyordu. Öte yandan Carlsen, çok kritik e4 piyon sürüşünü 110. hamleye kadar bekleyerek satranç denen oyunun ne kadar muhteşem bir sanat olduğunu bize gösterdi. Maçı takip eden herkes, maçın kazanılması için e4 sürüşü yapılması gerektiğini, ama yanlış zamanda bu hamle yapılırsa maçın kazanılamayacağını biliyordu, ama sadece Carlsen ne zaman sürülmesi gerektiğini biliyordu. Neticede maçın 6. partisi tarihe geçti. Nepo’nun oyun anlayışı, cesareti ve oyun gücü de bu partide tarihteki yerini aldı. Oyunun sonunda Magnus Carlsen artık benim için tarihin en iyileri listesinde ilk 3 içerisine kesin olarak girdi.

Bu partiden sonra Nepo konsantrasyonunu kaybetti. Önce 8. oyunda, tamamen berabere bir konumda zamansız b5 sürüşü ile a7 piyonunu bedava verdi ve maçı kaybetti. Sonraki 9. oyunda ise çok daha vahim bir hatalı c5 sürüşü ile fil kaptırarak bir kez daha kaybetti. 9. Oyun sonunda skor 6 – 3 Carlsen lehine, kalan 5 oyunda Nepo kaybetmeden 3 parti kazanmak zorunda ve bana kalırsa bu mümkün değil. İnsanlar efsanevi Karpov – Kasparov karşılaşmasında Kasparov’un 3 parti üst üste kaybedip geri dönüşünü gösteriyor ama Nepo bir Kasparov değil. Nepomniacthchi çok saygı duyulacak, güçlü bir elit satranççı ama kesinlikle şampiyon değil. Ben unvan maçının son partiye kalacağını sanmıyorum.

Bu unvan maçında da görüldüğü üzere çok iyiler arasında en iyiyi nüanslar belirler. Usain Bolt dünya rekoru kırarken gerisinde gelen ikinci saniyenin onda birlik dilimleri farkıyla ikinci oldu. Ama o küçücük fark şampiyon ile diğerlerini ayırıyor. Carlsen bu son unvan maçında da “Şampiyon” olduğunu gösterdi. Yakın zamanda bu şampiyona kafa tutacak bir rakip yok. Şu anda ilk 10 listesinde en üst sıralarda olan Caruana, Giri, Ding Liren, MVL, Grischuk, Nepo, Levon, Wesley So veya Mamedyarov, hiç birisi Carlsen kalibresinde değil. Tek umut Alireza Firouzja, belki 2 yıl sonra Firouzja’yı Carlsen’in tahtını tehdit ederken görebileceğiz.